26 Mart 2015 Perşembe

Doğru bildiklerimiz ne kadar gerçek?

Bazı şeyleri görebilmek farklı gözle bakmayı gerektirir. Gerçek dediğimiz şeyler ne kadar gerçek? Yoksa biz de durumu olduğu gibi kabullenenlerden miyiz? Bir bilgiyi aldığımızda onun doğruluğunu öğrenmek için sağlama yapar mıyız? Bazı insanlar denizin mavi renkli olduğunu söyler, öyle bilirler çünkü. Bilgi sorgulanmadıkça hep şaibelidir. Diğerleri ise aslında o mavi rengin gökyüzünün yansıması olduğunu bilir. Peki bunu ne zaman öğrendi? Mavi rengi önce denize mi gökyüzüne mi söyledi? Bunu sorguladığında gerçek bilginin sahibi oldu. Farkındalık sorgulamayı gerektirir. Gerçek dediğimiz şey aslında beynimizin en iyi tahminidir. Yani gerçek dediğimiz şeyin doğruluk oranı o gerçeği tahminimizle alakalıdır. Örneğin 50 metre ilerideki vazoya baktığımızı var sayalım. Beynimiz önce cismin şeklinden veri tabanını eler. Daha sonra çıkan sonuçlardan görüntüye en yakınını gerçek diye kabul eder. Zihnimiz askıda kalmış net olmayan şeyleri kabul etmez. Gerçek diye kabul edilen bilginin sağlamasını 50 metre ileri giderek yapabilirsiniz. Cismin gerçekte vazo olduğunu görür net doğrunun keyfini çıkarırsınız.

Şimdi gerçek diye bildiklerinizi sorgulayın. Zebralardan başlayın mesela; siyah üzerine beyaz çizgi mi, beyaz üzerine siyah çizgi mi?

Doğru bilgi mutluluk getirir.

Ben hep fazlasını isteyenler için söylüyorum...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder